Stratejik Konum

Van Gölü’nün doğu kıyısında kurulan Tuşpa (bugünkü Van şehir merkezi), yüksek kayalıklar üzerinde savunması kolay bir bölgedeydi. Bu coğrafya, Urartulara düşman saldırılarına karşı koruma sağlarken, göl sayesinde gıda ve su güvenliği de sunuyordu. Ayrıca Doğu Anadolu’dan Mezopotamya’ya ve Kafkaslara uzanan önemli ticaret yolları üzerinde bulunuyordu.

Su Kaynaklarına Yakınlık ve Tarım İmkanları

Van Gölü çevresi ve özellikle Muradiye, Erciş gibi bölgeler verimli tarım alanlarıyla dikkat çeker. Urartular bu avantajı değerlendirerek sulama kanalları inşa ettiler. Günümüzde hâlâ kullanılan Şamran Kanalı, bu dönemin mirasıdır.

Kaya Üzerine Kurulabilen Kaleler

Van Kalesi gibi yüksek, sarp kayalıklara inşa edilen kaleler hem görkemli bir görünüm sağladı hem de askeri savunma açısından büyük avantaj sundu. Başkent Tuşpa'nın bu tür doğal yapılara uygunluğu önemli bir tercih sebebiydi.

Doğal Kaynaklar ve Maden Yatakları

Van ve çevresi bakır, demir ve diğer madenler açısından zengindi. Urartular bu kaynakları kullanarak silah, süs eşyaları ve ticaret malları üretmişlerdir. Bölge, ekonomik olarak zenginleşmelerine katkı sağladı.

Kültürel ve Dini Merkez Olması

Urartular doğayı kutsal kabul ederdi. Van Gölü’nün kutsallığı ve çevresindeki dağ tapınakları, inanç sistemleriyle uyumluydu. Bu da Van’ı sadece siyasi değil, aynı zamanda dini merkez haline getirdi.

Sonuç

Urartular, Van’ı başkent olarak seçti çünkü:

Ulaşılması zor ve savunması kolay bir konuma sahipti.

Verimli topraklar ve su kaynakları mevcuttu.

Önemli ticaret yolları üzerinde bulunuyordu.

Doğal maden ve taş kaynakları zengindi.

Kültürel ve dini inançlarıyla uyumlu bir coğrafyaydı.

Bu nedenlerle Van, M.Ö. 9. yüzyılda kurulan Urartu Krallığı’nın merkezi olmuş ve Tuşpa uzun yıllar boyunca krallığın başkentliğini yapmıştır.

Kaynak: Van Haber Yolu / Haber Merkezi